İletişim incelemeleri Antikite’deki retorik tartışmalarına kadar dayansa da, iletişim bilimlerinin kurumsallaşmasının tarihi çok kısa. İlk iletişim fakültesi Michigan Ann-Arbor’da 1958’de açıldı; bugünse Türkiye’de 60’dan fazla iletişim fakültesi bulunuyor.
İletişimin formel bir bilim alanı haline gelmesi bize başka birçok şeyin yanında sosyal ve ekonomik hayatta kapladığı alanın ve etkisinin arttığını gösteriyor. Ortak bir dili konuşabilmek, küreselleşen dünyada bireyler ve kurumlar için bir sine qua non haline geldi.
Kurumlar rekabetçi kalmak ve sürdürülebilir bir büyüme yaratmak için iletişim desteğine daha fazla ihtiyaç duyarken, kurumsal itibarı geliştirmek, kalabalıkların zekasını kullanabilmek de daha fazla paydaşla konuşmayı gerektiriyor. Bu nedenle kurumların iletişim ihtiyaçları çeşitlendi; bu ihtiyacı karşılayacak birimler zaman içinde basın müşavirliğinden halkla ilişkilere ve bugün de kurumsal iletişime doğru genişleyerek evrildi.
CIPR tarafından yayınlanan mesleğin durumu anketinde göze çarpan eğilimlerden biri, iletişimin fonksiyonunun uygulamacı olmaktan çıkarak giderek daha fazla karar alma süreçlerini destekleyen bir role büründüğüdür.
Bir diğer eğilimse, gidişatın bütünleşik bir iletişime doğru olduğudur. Medya ilişkileri hala başlıca iletişim kalemi olsa da, sosyal medya yönetiminin de önem kazanmasıyla pazarlama iletişiminin de kurumsal iletişim çatısı altına kaymaya başladığı; buna sürdürülebilirlik iletişimi gibi yeni alanların eklendiği görülüyor.
Bu eğilimleri karşılayabilmek için de yakın gelecekte iletişim profesyonellerinden beklenen yetkinlikler çeşitlenerek artacaktır.
Kurumsal İletişimciler Derneği, küreselleşmeye entegrasyonu hızlanan Türkiye’de, mesleğin itibarına ve gelişimine destek vermek için çalışıyor. Sektördeki diğer paydaşlarla birlikte bu eğilimleri karşılayacak fikri ve fiili altyapıyı kurmak üzere çaba gösteriyor.
Bengi Vargül
Kurumsal İletişimciler Derneği Başkanı
Twitter: @bengivargul
Bu yazı Campaign Türkiye’nin Ağustos 2014 sayısında yayınlanmıştır.