İnsanoğlu her şarta çok hızlı adapte olabilen bir canlı. Sokağa çıkma kısıtlamalarıyla birlikte, birkaç hafta içerisinde neredeyse herkes ilgili şartlara uyum göstererek adapte olmayı başardı fakat öğrenciler uzaktan hayatlarını devam ettirmeye en zor adapte olan grup oldu. Pandeminin ilk dönemlerinde başlayan uzaktan eğitim uygulamasıyla, öğrenciler ekranlarında tanıdıkları, birlikte öğrenip oynadıkları öğretmen ve arkadaşlarını gördükleri için sürece yumuşak bir geçiş gerçekleşmişti ama yeni eğitim- öğretim dönemine başlarken bu süreç resetlendi.
Öğretmenleri ve arkadaşları ile duygusal bağ kurma ihtiyacı duyan çocuklarımızın aynı ortamda vakit geçirmiş olmaları verimli bir eğitim süreci için temel malzemelerden biri. Bu sebeple yeni dönemde öğretmenler ve ebeveynler, gün boyu süren uzaktan dersler için bir taraftan çocukların motivasyonunu sağlamaya çalışırken bir taraftan da uzaktan çalışarak kendi işlerini çözebilmek adına uğraşıyorlar.
Eğitim için çift taraflı bir iletişim gerekmekte, çocukları sormaya/sorgulamaya teşvik etmemiz gerekiyor ve çocukların cevap bulması gerekiyor ki hayat boyu bu öğrenme biçimini alışkanlık haline getirsinler. Bu konuda öğrencilere en büyük desteği yine ebeveynler verebilir. Öğrencilerin ilgi alanlarını keşfetmeleri ve bu alanlarda onların kendilerini geliştirmelerine yol göstermeliler. Gösterilen yolun sonu ise öğrenmeyi öğrenmek olmalı. Öğrenmeyi öğrenmiş bireyler, her şart altında; başta kendi eğitimlerini sürdürebilir, farklı kaynaklardan, kültür ve topluluklardan yararlanabilir ve bunu yaşam şekli haline getirebilir.
Öte yandan bu süreçte öğrencilerin, velilerin ve hatta kurumların ufuklarının açıldığı görüşündeyim. Uzun zamandır insanlar uzaktan eğitime farklı bir gözle bakmaktaydı ama şimdi uygulanabilir ve değerli olduğunu hepimiz anlamış olduk. Araya giren yaz tatilini fırsat bilen eğitim kurumları ve pazara girmek isteyen yeni oyuncular bu dönemde atılım gösterdi; video içerik üreticileri ve teknoloji sağlayıcıları ivme kazandı. Öğrenmeyi kendi serüveni haline getiren bireyler için muazzam kaynaklar oluşturulmakta.
Ülkemizde ve dünyada “eğitimin modelinde, zamanında ve mekanında büyük bir değişiklik olur mu” sorusunun cevabını ise ilerleyen aylarda öğreneceğiz diye düşünmekteyim.
Atakan Naçar
KİD Üyesi
Bu yazı ilk olarak Campaign Türkiye’nin 104. sayısında yayımlanmıştır.