Warren Buffet, geçtiğimiz Şubat ayında Berkshire Hathaway’in hissedarlarına yazdığı son yıllık mektubunda oyunun yeni kuralını açık bir şekilde tarif ediyordu.
Efsanevi yatırımcı mektubunda “iş dünyasından anlayan” liderlere şu mesajı verdi:
“Müşterilerini memnun etmeyi, insanlara değer vermeyi, topluma fayda yaratmayı kendine amaç edinmiş yöneticilerle çalışın!”
90 yaşındaki Buffet’ın tarif ettiği liderlik anlayışı, kuşatma altındaki kapitalizmin dönüşümü için, kurumların toplumla barışması için son çare.
Geçen yıl Business Roundtable’da aralarında Amazon, Apple, J.P Morgan, Boeing gibi devlerin yer aldığı 181 şirketin CEO’su küresel iş dünyasında ‘amaç devrimi’ olarak kabul edilen bir sözleşmeye imza attılar.
Sözleşmede, hissedar çıkarlarını ve karlılığı artırmanın birinci öncelikleri olmaktan çıktığını, ana odaklarının ‘daha iyi dünya yaratmak’ olacağını taahhüt ettiler.
Toplumu ‘iyileştiren’ CEO
Pandemi sonrası, CEO’larla ilgili ilk araştırma KPMG’den geldi.
Dünya çapında 11 sektörden bin 300 üst düzey yönetici ile yapılan araştırma, CEO’lar için ‘şirketlerinin var oluş amacını tanımlamanın’ kârlılığın önüne geçtiğini ortaya koydu.
CEO’ların yüzde 54’ü araştırmada, şirketin hedefini ‘var olma amacına yönelmek’ olarak belirtirken, yüzde 22’si doğrudan ‘toplumu iyileştirmeyi’ amaçladıklarını söyledi.
İş dünyası, tüm itibar yönetimi/sosyal sorumluluk çalışmalarına rağmen giderek artan bir şekilde sosyal, çevresel ve ekonomik sorunların ana kaynağı olarak algılanıyor.
Covid – 19; toplumların sağlık, eğitim, eşitlik, adalet, istihdam ve ekonomik koşullarına ağır hasarlar verirken, kurumlara ve liderlere ‘varlık nedenlerini’ bir kez daha sorgulatarak değişimlerini de hızlandırdı.
Belirsizliğin damgasını vurduğu bu süreçte yaşanan sayısız kriz, kurumlara toplumla yeniden güçlü ve gerçek bağlar kurma fırsatını ve gerekliliğini de beraberinde getirdi.
Sosyal etki, ‘itibar yönetimi’ değil!
Bu açıdan ‘sosyal etki’ popülaritesi dünyada giderek yükselen ve bu yüzden de iyi anlaşılması gereken bir kavram.
Sosyal etki; hayırseverlik, kurumsal sosyal sorumluluk ve hatta mevcut sürdürülebilirlik yaklaşımlarından ayrışıyor.
Sosyal etki; kurumların toplumsal sorunlara kalıcı çözümler bulmak amacıyla, değişime odaklı bir şekilde harekete geçmesi, yaratıcı ve yenilikçi fikirleri hayata geçirerek sürdürülebilir bir değişimi yaratmasıdır.
Sosyal etki; bir kurumun sistemdeki aksaklıkları insanın ve yaşamın lehine değiştirebilmeye yönelik olan gerçek gücü.
Sosyal etki; kurumlarda iletişim ya da sürdürülebilirlik departmanlarına devredilen bir ‘itibar yönetimi’ meselesi değil. Organizasyonun her hücresi, her çalışanı ve ekosistemi tarafından içselleştirilmiş bir amaç ve eylemler bütünü.
Kurumun sosyal etkisinin, kurumsal sosyal sorumluluk (KSS) anlayışından farklılaştığı noktaları şöyle özetleyebiliriz:
- KSS projeleri itibar yönetimine odaklanırken, sosyal etki değişim amacıyla yola çıkıyor ve kaynaklarını bunun için seferber ediyor.
- KSS programının limitli bir süresi ve bütçesi var. Sosyal etki, kurumun varoluş amacına entegre ve iş sürdürülebilirliğin bir parçası.
- KSS kurumun stratejik iş ve iletişim hedefleri ile uyumlu olmak zorunda. Sosyal etkide öncelik toplumun sorunları ve ihtiyaçları. Bu sorunları çözer, ihtiyaçları giderirken kurum, yaptığı işin sürdürülebilirliğini de garanti altına alıyor ya da yeni iş alanları yaratıyor.
- Sosyal etkide, kurumun etkilemek istediği bir hedef kitle söz konusu değil, bütüne yönelik bir fayda yaratma çabası var.
- KSS projeleri uzman ekiplerce yönetiliyor, etki hedefi lokal. Sosyal etki ise bir ekosistem yaklaşımı ile hareket ediyor. Çalışanları, toplulukları hatta rakipleri amacı doğrultusunda harekete geçiriyor, farklı disiplinlerle iş birliği yapmak esas.
- KSS projeleri genel olarak yönetimin duygu ve iç görüleriyle şekillenirken, sosyal etkide veri bilimi, teknoloji, girişimcilik ve inovasyon işi bir parçası.
Ekonomik, sosyal ve çevresel krizlerle kuşatılmış insanlığın iyiliğine odaklanan bir iş anlayışı, kurumlar için her anlamda başarıya ulaşmanın yeni yolu, oyunun yeni kuralı.
İklim, göç gibi dünyanın büyük sorunlarını ‘dünyanın en büyük fırsatları olarak’ tarif eden fütürist, girişimci Peter Diamandis’in ünlü iş tavsiyesi ile bitirelim;
“Eğer bir milyar dolar kazanmak istiyorsanız, bir milyar insana yardım edin.’
Şule Yücebıyık
Science of Impact Kurucusu
KİD Başkanı
Bu yazı ilk olarak Fast Company’nin Ekim/Kasım 2020 sayısında yayımlanmıştır.